20 Mart 2015 Cuma

ADEM ALEYHİSSELAM’IN YARATILIŞI

ADEM ALEYHİSSELAM’IN YARATILIŞI . ( Adem Aleyhisselam’ın Topragı ) Veheb bin Münebbih Hazretleri buyurdular ; Allahü Teala Hazretleri , Adem Aleyhisselam’ı yaratmayı murat ettiği zaman, yeryüzüne vahyetti yani yeryüzüne anlattı ve ona ilham etti. ‘’ Ben senden halife kılacagım, onlardan kim bana itaat ederse onu Cennetime koyarım ve onlardan kim bana asi olursa onu da Cehenneme koyarım.’’ Dedi. Yeryüzü ( Toprak ) ; ‘’ Benden bir varlık yaratacaksın da o da Cehennemlikmi olacak?’’ diye sordu : Allahü Teala Hazretleri: ‘’ Evet ‘’ dedi. Yeryüzü ( arz ) ağlamaya başladı. Topragın ağlamasından, kendisinden kıyamete kadar akacak olan pınarlar fışkırdı. Allahü Teala Hazretleri, yeryüzünün dört zaviyesinden toprağın siyahından,beyazından,kırmızısından,güzelinden ve ovasından kendisine bir avuç toprak getirmesi için, Cebrail Aleyhisselam’ı yeryüzüne gönderdi. Cebrail Aleyhisselam,yeryüzünden toprak almak için geldiğinde, toprak şöyle yalvardı : ‘’ Benden toprak alman için gönderen Allah’ın aşkına, benden bir şey alma,’’ diye yakardı.Çünkü Sultana yaklaşmakta birçok menfeatler olduğu gibi, büyük bir tehlıke de vardır. Cebrail Aleyhisselam,ondan bir şey almadan mekanına geri döndü. ‘’ Yeryüzü senin büyük adına yemin ederek bana yalvardı.Bunun üzerine ondan birşeyı almayı kerih ( çirkin ve kötü ) gödüm. Allahü Teala Hazretleri, Mikail Aleyhisselam’ı gönderdi. Mikail Aleyhisselam , yeryüzüne indi.Yeryüzü, Cebrail Aleyhisselam’a dediğinin aynısını söyledi. Mikail Aleyhisselam,bir şey almadan geri döndü ve Cebrail Aleyhisselam’ın söylediğinin aynısını söyledi. Allahü Teala Hazretleri, İsrafil Aleyhisselam’ı gönderdi. İsrafil Aleyhisselam da bir şey almadan döndü, Cebrail Aleyhisselam’ın dediği gibi mazeret beyan etti. Allahü Teala Hazretleri, ölüm melegi ( Azrail Aleyhisselamı ) gönderdi. Azrail Aleyhisselam, yeryüzüne geldiğinde, arz (yeryüzü ) ona: ‘’ Seni gönderen Allah’ın izzet ( ve üstünlüğüne ) sığınırım. Bugün benden alacagın bir avuç toprak yarın Cehennemde olacak ‘’ dedi, Azrail Aleyhisselam: ‘’ Bende o yüce ve aziz olan Allah’ın bie emrine asi olmaktan ona sığınırım,’’ dedi. Azrail Aleyhisselam, yeryüzünün dört köşesinde ( açı ve boyutunda ) kırk zira kadar bir avuç toprak kapıp aldı. Bundan dolayı topraktan yaratılan insan oglu, yeryüzünün değişik renklerinden dolayı değişik renk ve vasıflarda dünyaya gelmektedirler. Onlardan kimi beyaz,siyah,kırmızı, yumuşak ve serttir. Bütün zürriyet bu avuç topraktan oldu. İnsanın bedeninin aslı bu topraktır. İnsan vefat ettiği zaman, topragın alındığı yere defnedilir. Azrail Aleyhisselam bu toprağı aldıktan sonra göğe yükselir. Allahü Teala Hazretleri, Azrail Aleyhisselam’a sordu : ‘’ Yeryüzü sana yalvardığında ona rahmet edip acımadın mı ?’’ dedi. Azrail Aleyhisselam : ‘’ Ya Rabbi ! Senin emrinmi üstün, yeryüzünün yalvarması mı ? ‘’ dedi. Allahü Teala Hazretleri buyurdular: ‘’ Sen onun enladının ruhlarını kabzetmeye ( almaya ) elverişlisin.’’ Buyurdu. Ravzatül-ulema’da buyuruldu : Yeryüzü Allahü Teala Hazretleri’ne şikayette bulundu: ‘’ Ya Rabbi ! ( İnsanın yaratılması için benden alınan toprak ile ) ben eksiliyorum.’’ Dedi. Allahü Teala Hazretleri: ‘’ ( Senden alınan toprağın ) en iyi ve en güzel kokar bir şekilde elbette sana geri iade edeceğim.’’ Buyurdu. Onun için cenazelere misk ve güzel kokular sürülmektedir. Adem Aleyhisselam nerede yaratıldı ? Allahü Teala Hazretleri, Azrail Aleyhisselam’a emretti. Adem Aleyhisselam için yeryüzünden alınan topragı,Mekke ile Taif arasında bulunan Nu’man vadisine koydu. Bu topragın yarısını Cennette ve diğer yarısını ateşe koyduktan sonra onu orada Allahü Teala Hazretlerinin dilediği zamana kadar terk etti. Sonra onu çıkarttı.Sonra üzerine ‘’ Kerem ‘’ yağmurunu yağdırdı. Onu yapışkan bir çamur haline getirdi. Allahü Teala Hazretleri, o topraktan Adem Aleyhisselama suret ve şekil verdi. Adem Aleyhisselamın yaratılışında yaratıldığı yer hakkında ihtilaf ettiler. Bazı alimler tarafından denildi ki: Adem Aleyhisselam,gökte yaratıldı,Bazıları dünya cennetlerinden bir cennette yaratıldı.Nil’in ve diğer nehirlerin kendisine aktığı cennetler gibi.Müfessirlerin coguna göre, Adem Aleyhisselama ‘’ Adn cennet’’inde yaratıldığı ve oradan çıkarıldıgı görüşündedir. Adem Aleyhisselamın yaratılışı Hadis-i kudsi’de buyuruldu : ‘’ Ben Adem’in topragını kırk sabah ( yed-i ) kudretimle yoğurdum.’’ Yani kırk gün, ( o alemin her günü ) dünya seneleriyle tam bin sene kadar uzun bir zaman dilimidir. Sonra Allah onu kırk yıl terk etti yani olduğu gibi bıraktı. Ta kuruyasıya kadar. Adem Aleyhisselam’ın çamuru ‘’ salsal ‘’ ( kuru balçık ) haline geldi. Salsal, kurumuş bir çamurdur.Gayet kuruduğu için ‘’ fehhar ‘’ yani balçıktan yapılan çanak,çömlek, testi ve bardak gibi ses veriyordu. Sonra Allahü Teala Hazretleri onun üzerine tam otuz dokuz (39) yıl ‘’ hüzün ‘’ üzüntü yagmurunu yağdırdı. Sonra onun üzerine bir sene de ‘’ sürur ‘’ yani sevinç yağmurunu yagdırdı. Bundan dolayı insan olgunun düşünce ve üzüntüleri çok olur. Lakin ekıbeti sevinçle biter. Melekler, Adem Aleyhisselamın ( daha kuru çamur halinde olan cesedine ) uğrayıp geçiyorlardı. Adem Aleyhisselam’ın suret ve şeklinin güzelliğine ve boyunun uzunluğuna taaccubla bakıp hayran kalıyorlardı. Çünkü uzunluğu beşyüz zira idi. Amma hangi zira ile beşyüz zira olduğunu ancak Allah bilir. Adem Aleyhisselam’ın başı göklere degiyordu. Melekler daha önce ona benzeyen bir suret görmemişlerdi. İblis ona uğradı, Adem Aleyhisselam’ı gördü. Ona, niçin hangi iş için yaratıldın dedi.İblis eliyle Adem Aleyhisselam’ın salsal halindeki cesedine vurdu. ( Çıkardığı sesten ) içinin boş olduğunu anladı. İçine girip öbür tarafından cıktı. İblis beraberindeki meleklere: Bu boş olarak yaratılmış ! Bir yerde sabit kalamaz ve dayanılmaz, dedi. Sonra meleklere : ‘’ Siz bunun sizden daha faziletli olduğunu mu sanıyorsunuz? Siz ne yapıyorsunuz? ‘’ dedi. Melekler : ‘’ Biz Rabbimize itaat ediyoruz,’’ dediler. Şeytan kendi kendi-ne şöyle söylendi: Eğer bu benden faziletli yaratılırsa vallahi ben ona itaat etmem.Eger ben ondan üstün olursam elbette onu helak edecegim.’’ Akıbeti söyledigi gibi oldu. Tükrüğünü azgında topladı ve sonra tükrüğünü Adem Aleyhisselam’ın salsal halindeki cesedine fırlattı. Melun şeytanın tükrüğü, Adem Aleyhisselam’ın göbeginin olduğu yere düştü. Allahü Teala Hazretleri, Cebrail Aleyhisselam’a, Adem Aleyhisselam’ın karnından şeytanın tükrüğünü oyup çıkarmasını emretti. Cebrail Aleyhisselam’ın oymasıyla Adem Aleyhisselam’ın karnı kazılmış oldu. Köpeğin yaratılışı Cebrail Aleyhisselam’ın oyup çıkardığı Adem Aleyhisselam’ın göbeginden köpek yaratıldı.Köpekte üç izellik vardır. 1.Köpek Adem Aleyhisselam’ın çamurundan yaratıldığı için, insan olguna ünsiyet ve yakınlık etmektedir. 2.Gecelerin çoğunu uykusuz geçirir, Cebrail Aleyhisselam onun çamuruna dokunduğu için. 3. İnsan ve başkasını ısırır.Kendisine eziyet edildiği halde köpek sahibine ihanet etmez. İblisin tükrüğünün eser ve izi olarak. Adem Aleyhisselam’a ruh verilme zamanı Adem Aleyhisselam, Cuma günü ikindiden sonra yaratıldı.Yeryüzünden alınan topraktan yaratıldığı için kendisine ‘’ Adem ‘ adı verildi. Çünkü Adem Aleyhisselam, topragın her çeşidinden yaratıldı. Allahü Teala Hazretleri, Adem Aleyhisselam’a ruh üflemek istediği zaman, ruh’a Adem Aleyhisselam’ın içine girmesini emretti. Ruh: ‘’ Ya Rabbi ! Çok derin,uzak ve karanlık bir yerdir.’’ Dedi. Allahü Teala Hazretleri, ikinci kere emredince yine: ‘’ Ya Rabbi ! Çok derin,uzak ve karanlık bir yerdir.’’ Dedi. Üçüncü kere emredince yine: ‘’ Ya Rabbi ! Çok derin,uzak ve karanlık bir yerdir.’’ Dedi. Allahü Teala Hazretleri: ‘’ Ey ruh! Kerhen yani istemeyerek de olsa gir: kerhen de yani istemiyerek de çık. Bundan dolayı ruh bedenden ancak ( kerhen ) istemeyerek çıkar. Ruh, Adem Aleyhisselam’ın içine girdiğinde, Adem Aleyhisselam’ın başına,alnına,kulaklarına ve dillerine girmeye başladı. Sonra ruh, bütün cesedine sirayet etti. Hatta ruh ayaklarına indi. Ruh, çıkış yeri bulamadı. Burnuna geldi. Burnuna gelince aksırmaya başladı. Aksırdığı zaman, Rabbi ona: Elhamdülillahirabbilalemin ‘’ Hamd alemrin Rabbine mahsustur.’’ Dedi. Adem Aleyhisselam,’’ Elhamdülillahirabbilalemin ‘’ deyince, Allahü Teala Hazretleri, ona’’ Yerhamkellah ‘’ Allah sana rahmet etsin dedi. Allahü Teala Hazretleri : ‘’ Ey Adem seni bunun için yarattım’’ buyurdu. Ruh dizlerine kadar indiğinde, Adem Aleyhisselam, sıçrayarak ayağa kalkmak istedi.Ayağa kalkamadı.Buna gücü yetmedi. Ruh ayaklarına ulaşınca, ayağa kalktı. Allahü Teala Hazretleri, ‘’Ve kanel insane acüle’’ insan pek acelecidir, Huligal insane min acel ‘’ insan aceleci olarak yaratılmıştır’’ buyurdu.Böylece Adem Aleyhisselam, et,kan,kemik,sinir ve barsakları ( iç organları olan ) bir beşer ( insan )haline geldi. Sonra Allahü Teala Hazretleri ona , tırnaktan elbise giydirdi. Cesedi her gün, ziyadeleşmeye başladı.Hızla gelişti. Cesedinde dokuz kapı vardı. Başında iki kulak açıldı. Onlar ile işitmeye başladı. İki göz açıldı. Gözler ile görmeye başladı.İki burun deliği açıldı. Burun delikleriyle her tğrlü koku ve nefes aldı.Bir ağız açıldı.Ağzın içinde dili olup onunla konuşmaya başladı.Kendisine damak verildi.Damak ile her şeyin tadını buldu.İki kapı da cesedine açıldı. Onlar ön ve arkasıdır. Bunlardan da yediklerinin ve içtiklerinin ağırlıkları çıkmaktadır. Allahü Teala Hazretleri, Adem Aleyhisselam’ın: aklını dimağına,iştahını böbreklerine,Gadabını karaciğerine,şeceatini ( cesaretini ) kalbine, rağbetini ( bir şeye yönelmesini ) akciğerine, gülmesini dalağına, sevinç ve üzüntüsünü yüzüne koydu. Adem Aleyhisselam’ı, kemikle işitir,yağ ile görür, et ile konuşur ve kan ile bilir hale getiren Allahü Teala Hazretleri gerçekten noksan sıfatlardan münezzehtir. Adem Aleyhisselam, tam tesviye edilince, her şeyi kendisine verilince ona kendi ruhundan üfledi. Kaynak : Ruhu’ul Beyan Tercümesi – cilt – 1 – sayfa – 368-373

16 Mart 2015 Pazartesi

Kadın-erkek bir arada namaz kılabilir mi?

Yine kafaları karıştırdı! En çok sorulan soru oldu 3 yıl önce ABD'den 3 gün önce ise İngiltere'den gelen görüntüler yeniden 'namaz' tartışmasını gündeme getirdi. En çok sorulan soru oldu... Samet Tunçer'in haberi 2012 yılında Amerika'da kendilerine "Yenilikçi Müslümanlar" diyen bir topluluğun kadın-erkek bir arada ve ayrıca kadının namaz kıldırma görüntüleri çok tartışılmıştı. Zaman zaman yeniden gündeme gelen bu konuya bir yenisi de geçtiğimiz gün İngiltere'den eklendi. İngiltere'nin başkenti Londra'daki bir kilisede, kadın-erkek karışık bir grup Müslüman'ın namaz kılma görüntüleri, 'Kadın-erkek bir arada namaz kılabilir mi?' ve 'Müslümanlar Kilise'de namaz kılabilir mi?' sorularını yeniden akıllara getirdi. Bu konular ise Diyanet Alo Fetva hattında ve Dini Soruları Cevaplandırma Platformu'nda son günlerin en çok sorulan sorusu oldu. Vatandaşların “dini” sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkanlığı, son olarak "Kadınların erkeklerle aynı safta namaz kılmasının hükmü nedir?" sorusuna cevap verdi: Diyanet, "Cemaatle kılınan namazlarda safların tertip ve düzenine riayet edilmesi, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in emir ve tavsiyelerinin gereğidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) namaz saflarını önce erkekler, sonra erkek çocuklar en arkada da kadınlar olmak üzere düzenlemiş; "Namazda erkek saflarının en faziletlisi en önde olanı, fazileti en az olanı ise en arkada bulunanıdır. Kadın saflarının en faziletlisi en arkadaki, en az faziletlisi ise en önde olanıdır." ve Başta Şâfiîler olmak üzere Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre, kadının erkeğin hizasında veya önünde namaza durması, mekruh ise de erkeğin namazını bozmaz. Erkekten ilerde veya tam bitişiğinde namaz kılan kadın, ister mahrem olsun, ister olmasın bu konuda bir farklılık yoktur." açıklamasında bulundu. Haber7'ye konuşan ilahiyatçılar ise kadın-erkek birlikte namaz kılmanın bir düzeni olduğunu Kilise'de namaz kılmanın ise şartlarının olduğunu söyledi. Eski Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan, "Gurbetteki vatandaşlarımızın, Müslümanlarımızın yaşadıkları yerde namaz kılabilecekleri müsait bir yer yoksa namaz kıldığı yerin önünde de ibadetimize mani olacak engeller olmazsa Kilise'nin münasip bir yerinde ibadet edilebilir. Bu zaruret doğması ile ilgilidir. Cami veya başka namaz kılınabilecek yer dururken Kilise'de namaz kılınırsa bu kabul olmaz. Ancak kılabileceğimiz yer yakın ve müsaitse, namaz vakti geçmeyecekse Kilise'de namaz kılınmaz. Bir erkeğin yanında, sağında solunda veya önünde kadınlarla kıldığı namaz ise kabul olmaz. Bunu dinimiz kabul etmez" ifadelerini kullandı. İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit, "Kadın ile erkekler namaz kılabilir ancak kadınların erkeklerin önünde ve yanında olmaması gerekir. Aynı erkek imama, hem erkekler hem de kadınlar cemaat olabilir. Erkekler önde iken arada birer saf boşluk bırakılarak kadınlar arkada olmalıdır. Bu durumda iken kadınlar imam olamaz olurlar ise erkeklerin namazı kabul olmaz. Kadınların ise kerahaten caiz olur. Bir Müslüman Kilise'de namaz kılabilir ancak kerahat olur. Çünkü putlar, resimler dikkat çeker. Zaruret halinde kılınabilir. Biz de bir keresinde Fransa'da yer olmadığından dolayı Cuma namazını Kilise'de kılmıştık " dedi. İstanbul Emekli İl Müftü Yardımcısı Yusuf Kavaklı ise, "Bir Müslümanın bulunduğu yerde Kilise dışında namaz kılabilmek için temiz veya müsait bir yer yoksa kılınabilir. Dinimiz buna zaruret halinde diyor. 100 KM ötede Cami var ama kişinin gidecek zamanı ve imkanı yok o halde Kilise'de kılabilir. Kadın-erkek hususu ise dinimizce bildirilmiştir. Önde erkekler, arkasına erkek çocukları onun arkasına da kadınlar durmak suretiyle namaz kılınabilir ama bu namazı bir kadın kıldıramaz. Peygamberimizin de söylediği budur Fıkıh kitaplarında da. ABD'de de İngiltere'de de görüntülerde kadın namaz kıldırıyor. Bu kabul olmaz. Bunların yaptıkları bir yerleri karıştırmaktır. Biz de 1984 yılında Brüksel'den Türkiye'ye dönerken havalimanında namaz kılacak bir yer bulamamıştık. Kilise'de resim ve heykellerin üzerini gazeteyle kapatarak namaz kılmıştık." diye konuştu. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de 1991'de ABD'de olduğu günlerde Kilise'de namaz kıldığını Türkiye'ye dönüşünde 2006 yılında söylemiş ve tartışma olmuştu. Gül'ün bu görüntüleri fotoğraflanmış ve algı çalışması yapılmıştı. Gül, konuyu "Yine 1991’di galiba. Erdal İnönü, Esat Kıratlıoğlu ve daha bir çok değerli siyasetçi vardı. Ben tabii ki gençtim.Bir gün namaz vakti geldi, Strasbourg’da namaz kılacak yer arıyorum. Baktım küçük bir kilise, içi boş. ’Burası da bir ibadet yeri’ dedim, ceketimi çıkarıp yere serdim, namaza durdum" sözleriyle anlatmıştı. O günler de çok gündeme gelen bu konuya Diyanet, "Zaruret bulunmadıkça kilisede namaz kılmak mekruhtur. Ancak namaz kılınacak uygun başka bir yer bulunamadığı takdirde, temiz olmak kaydıyle orada namaz kılınmasında dinen bir sakınca yoktur. Kilise, Havra vb. gayrimüslimlere ait ibadet yerleri satın alınarak veya başka yollarla cami haline getirilirse mescit hükmünü alır. Artık o yerde namaz kılmakta hiçbir sakınca kalmaz." cevabını vermişti. Kadın-erkek bir arada namaz kılabilir mi?' ve 'Müslümanlar Kilise'de namaz kılabilir mi?' samet.tuncer@haber7.com Kaynak : Haber7

10 Mart 2015 Salı

CA’FER-İ SÂDIK (R.A.) VE RİVAYET ETTİĞİ BAZI HADİSLER

CA’FER-İ SÂDIK (R.A.) VE RİVAYET ETTİĞİ BAZI HADİSLER Silsile-i sâdât’ın dördüncü halkası ve tâbiînden olan Ca’fer-i Sâdık (r.a.) Hazretlerinin Hadîs âlimleri tarafından sika (güvenilir) olduğu hususunda ittifak vardır. Dedesi Kâsım bin Muhammed’den (r.a.), babası Muhammed Bâkır’dan (rh.) ve daha birçok kişiden hadîs rivâyet etmiştir. Birçok kişi de kendisinden rivâyette bulunmuştur. Kendisinden rivâyette bulunanlar arasında İmâm-ı Âzam Hazretleri de vardır. Kütüb-i Sitte müellifleri, onun rivâyet ettiği hadisleri kitaplarına almışlardır. İmâm-ı Buhârî (rah.) de, el-Edebü’l-Müfred’de ve diğer kitaplarında hadislerini zikretmiştir. Rivâyet ettiği hadislerden: “Allâhü Teâlâ (mü’min olarak) yetmiş yaşına ulaşanları sever. Seksen yaşına ulaşanlara ise azap etmez.” “Yâ Ali! Mazlûmun bedduâsından sakın. Zira o Allâhü Teâlâ’dan hakkını ister. Allâhü Teâlâ da muhakkak onun hakkını verir.” “Bir kul Allâhü Teâlâ’nın râzı olmadığı; hoşlanmadığı hususlarda borçlanmadığı müddetçe, Allâhü Teâlâ borcunu ödeyinceye kadar (rahmetiyle) onun yanındadır.” “Allâhü Teâlâ dünyaya şöyle emretti: ‘Ey dünya! Bana hizmet edene hizmetçi ol. Sana hizmet edene de sıkıntı ver.” FIKRA: MODAYA YETİŞMEK İÇİN! Bir adam, elinde bir kutu, koşa koşa giden ahbabına rast gelir: Azizim, elindeki kutuda ne var? Hanım benden son moda bir ayakkabı istemişti de onu aldım. Peki, niçin böyle koşarak gidiyorsun? Moda değişmeden yetişmek için!... İSİMLERİMİZ: Erkek: Fazıl, Kız: İclâl