10 Nisan 2017 Pazartesi

Ey Beytullah Yolcusu…

Ey Beytullah Yolcusu… Ey! Beytullah yolcusu, Ey! Fazilet zengini; Meleklere vermedi, Rabb’im senin dengini. Ah! Bir görsen yüzünün, o nûrâni rengini; Ne mutlu ki, en kârlı ticaret şimdi senin; Karşılığı yüzbindir, Kâbe’de bir secdenin… Ey! Beytullah yolcusu, Ey! Davetli misâfir; Nebîler sana yoldaş, Peygamberler müzâhir. Darlık yüzü yok artık, sana dünya ve âhir; Arafat müjdesinden, şüpheye düşme sakın; Yeniden doğmuş gibi, olacağın gün yakın… Bekliyor şimdi seni, bir sabır imtihanı; Önce kendi içinde gizlenen nefsi tanı. Öfke ve isyan ile sevindirme şeytanı; Kazanmak istiyorsan, Mina’daki savaşı; İbrahim gibi fırlat, elindeki her taşı… Yakında giyeceksin, beyaz ihramlarını; Çözeceksin ölümün, ölümsüz sırlarını. Bıraktın… Gidiyorsun, işte bütün varını; Sana hüzün vermesin, çoluk çocuk ve eşin, Beytullah’ta bekliyor, milyonlarca kardeşin… Kâbe’yi ilk gördüğün, o muhteşem anda sen; Nasıl bir vecd içinde, ürpereceksin bilsen. Ne tende can kalacak, ne dünyada bir hissen; Unutma ki makbûldur, o anda tüm dilekler, Etrafında, pervane misâlidir melekler… Kalkınca gözlerinden, asırların perdesi; Bir yanda çınlayacak, Bilâl’ in yanık sesi, Bir yanda sahâbenin, meleklerle secdesi, Resûl’ü göreceksin, mihrâbında Kâbe’nin; Şâhidi olacaksın, daha nice sahnenin. Hâcer’i göreceksin, koştururken Merve’de, İbrahim, insanlara haccı haber vermede, Âdem’i göreceksin, o Cebel-i Rahme’de; Açtıkça göreceksin, o gönül gözlerini; Arafat kumlarında, Peygamber izlerini…. Ey! Beytullah yolcusu, tevekkül âbidesi; Söküp attın içinden, artık hevâ hevesi. Şimdi ”zikrullah’ diyor, bedenin her zerresi; Var git artık rehberin, İlâhi Kelâm olsun Gurbet elden sılaya, binlerce selâm olsun… Cengiz Numanoglu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder