24 Mayıs 2017 Çarşamba

Hikaye (Halkın Sevgisi ve Şirk)

Hikaye (Halkın Sevgisi ve Şirk) Zinnûn-i Misrî (k.s.) hazretlerinden rivayet olundu. Buyurdular: Ben bazı dağlarda iken, dağda kıyamda olup namaz kılan bir kişi gördüm. Çevresine yırtıcı hayvanlar (aslan ve kaplanlar) kuşatıp çömelmişlerdi. Ben o kişinin tarafına yöneldiğimde; yırtıcı hayvanlar, kaçtılar. Namazını kısa keserek adam: Ey Ebu’l-Feyz! Eğer sen saf ve arınmış olsaydın; elbette yırtıcı hayvanlar, (yaklaşmak için) seni talep edecek ve dağlar senin için inleyeceklerdir.” dedi. Ben ona; Senin saf ve arınmak sözünün manâsı nedir?” diye sordum. O: Sen sadece ve sadece Allâhü Teâlâ hazretlerine hâlis olacaksın ve hatta senin muradın ve arzun o olacaktır!” dedi. Ben ona sordum: Buna nasıl vâsıl olunur?” 0: Sen, kalbinden şirki çıkarttığın gibi, halkın sevgisini de çıkartmadıkça bu makama vâsıl olamazsın!” dedi. Ben ona, Vallahi! Bu iş bana çok zordur!” dedim. O kişi: Bu ariflerin üzerine en kolay olan işlerdendir!” dedi. Mutlak olarak halkın dostluğu, dalâlete sebep olduğu zaman, peki şeytanların dostluğu hakkında senin zannın nedir? Bu şeytanlar ister insan şeytanları olsun ve isterse cin şeytanları olsun… Muhabbetüllah Elbette “Muhabbetüllah” Allah sevgisi lazımdır. Allâhü Teâlâ hazretlerinin sevgisinden geçip, mahlûkatın yani mâ sivâ’nın (Allâhü Teâlâ hazretlerinin sevgisinden gayrinin) sevgisini içinde besleyenlere yazıklar olsun! Veyl onlar içindir! Allâhü Teâlâ hazretleri onları; Allah’ı bırakmak,” kavl-i şerifiyle onları yerdi. Allâhü Teâlâ hazretlerinden kalplerimizi bozmamasını isteriz. Bizi hidâyete ve muhabbetine hidâyet buyurup; taat ve ibâdetinin yoluna irşâd ettikten sonra (bizi sapıtmamasını isteriz…) Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi (k.s), Rûhu’l-Beyan Tefsîri, :8/455.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder